Diyabet tedavisinde her diyabetli için geçerli olan prensipler
- Diyet
- Egzersiz - Fiziksel aktivite
- Kan şekerini düşüren ilaçlar (Haplar ve insülin olarak 2 grupta toplanır.)
- Eğitim
- Diyabetlinin kendini izlemesi
Kan şekeri vücudumuzda nasıl kontrol altında tutulur?
Şeker hastası olmayanlarda kan şekeri açlıkta 60 ile 110 mg/dl arasında değişir, toklukta en fazla 140 mg/dl’ye çıkar. Kan şekerinin yükselmesini önleyen madde insülindir, şekerin aşırı düşmesini önleyen sistemin esas maddesi ise glukagondur. Bu iki sistem son derece uyumlu çalışarak kan şekerini normal sınırlarda tutulmasını sağlarlar. Kısacası kan şekeri açlıkta ve toklukta 60 ile 140 mg/dl arasında değişir. Örneğin en ağır yemeklerden sonra bile 140-150 mg/dl’yi geçmez. Uzun süre, örneğin 72 saat aç kalınsa bile şeker hastası olmayan birisinde kan şekeri 45 mg/dl’nin altına düşmez.
Şekerin yükselmesini önleyen insülin bir hormondur. Midenin arkasında pankreas adlı organımızda Beta hücrelerinde yapılır ve doğrudan kana verilir. Kan şekeri yükselince (örneğin yemekten sonra) pankreastaki insülin yapan hücreler uyarılır ve kana insülin verilir. İnsülin kan şekerinin hücrelerimize girmesini sağlar. Böylece kan şekeri normalde tutulur, yükselmez. Hücrelere giren şeker burada yakılır ve enerji olarak kullanılır, yürümek, çalışmak, düşünmek gibi her iş için enerji gereklidir.
Diyabetlide şeker dengesi nasıl bozulmuştur?
Tip I şeker hastalığında pankreastan insülin yapımı ya çok azalmış veya durmuştur. Bu durumda kanda insülin yoktur. Kan şekerini düşürmek için dışardan insülin vermek zorunludur. Tip II diyabette ise pankreasta ileri dönemlere kadar normale yakın insülin yapımı vardır hatta bazan normalden fazla bile insülin yapımı vardır, ancak insülin iyi etki edememektedir. Şişmanlık ve yanlış beslenme, insülinin istenen etkiyi yapmasını önler. Buna insülin direnci denir. Vücuttaki insülin kan şekerini düşürememektedir. Diyet ve egzersizle kilo verildiğinde vücudun yaptığı insülinin etkisi artar ve kan şekeri normale iner. Ağızdan kullanılan haplar insülinin etkisini arttırır.
Diyabet neden tedavi edilir?
- Kan şekerini normale yakın sınırlara indirmek için tedavi edilir.
- Yüksek kan şekeri uzun dönemde yıllar içinde kontrol altında tutulmadığında küçük damar sistemine zarar verebilir. Özellikle gözdibinde, böbreklerde, çevresel sinirlerde bu daha belirgindir. Bu zarardan korunmak için kan şekeri kontrol altında tutulmalıdır.
- Yüksek kan şekerinin neden olduğu aşırı susama sık ve bol idrar etme rahatsız edici şikayetlerini azaltmak veya yoketmek için tedavi edilir.
- Daha kaliteli bir yaşam sağlamak için yüksek ve düşük şekerin zararlarından korunmak için tedavi edilir.
Diyabet tedavisinin ana unsurları nelerdir?
Diyabet tedavisi diğer hastalıkların tedavisinden farklıdır. Sadece doktorun reçetesindeki ilaçları kullanmakla ve diyet listesi almakla tedavide başarı sağlanamamaktadır. Diyabet tedavisinde, önce tedavi ve takibe ilişkin gerekli bilgilerin edinilmesi gerekir buna diyabetlinin eğitimi denir. Edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması diğer deyişle davranışların iyi yönde değiştirilmesi ve sürekliliği önemlidir.
Tedavide diyabetlinin rolü nedir?
Tedavide en önemli rol sizlerindir. Doktorunuz sizi yönlendirecektir ama siz kendiniz beslenme şeklinizden başlayarak yaşamınızdaki değişiklikleri yapacak ve diyabetle yaşayacaksınız. Tedavide 1. rolün hastaya verilmesi ve hastanın bunu başarabilmesi eğitimle mümkün olmaktadır. Diyabetle birlikte sağlıklı olarak yaşamak mümkündür. Böylece diyabetli yıllarca diyabetle birlikte normal insanlar gibi yaşamaktadır. Diyabet yaşamı kısıtlayıcı bir hastalık değildir. Diyabetli çocuk okuluna rahatlıkla gidebilir günlük aktivitesini yapabilir. Diyabetli çocuklar arkadaşlarına oranla daha başarılı olmaktadırlar. Diyabetliler spor yapabilir. Diyabetliler arasında maratoncular bile vardır. Diyabetliler evlenebilirler, sağlıklı çocuk sahibi olabilirler. Siz de hastalığınızla ilgili bilgileri öğrenerek daha sağlıklı olarak yaşamınızı sürdürebileceksiniz.
Tedavide motivasyonun rolü nedir?
Tedavide önemli olan bir diğer nokta motivasyondur. Diyabetli tedavisine dikkat ettiği sürece güven altındadır. Tedavinin her zaman aynı dikkat ve itina ile yürütülmesi diyabetlinin bilgisine yani eğitimine, ailesinin, arkadaşlarının, kendisine olan yardımına ve kişinin kendisinin hastalığına verdiği öneme bağlıdır. Diyabetlinin tedavisine uyumunu en çok kendi iç isteği etkiler. Kişinin teşviki ile olur. Buna kişinin tedaviye uyumu için motive edilmesi denir. İyi eğitilmiş, çevresince desteklenen, diyabetini kabullenmiş hastalarda tedavinin başarı ile yürütülmesi daha kolaydır. Hastalığın başlangıcında iyi planlanmış ve gerçekleştirilmiş bir eğitim, hastanın doğru yolu bulmasına yardım eder. İlk dönemlerde aklınızdaki soruları doğru olarak yanıtladıkça ve gün-gün hastalığın seyrini gördükçe tedavinizin iyi yolda olduğunu düşünebilirsiniz. Diyabetin tedavisinin özellikleri her bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.